Kayıtlar

Ağustos, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Fakat

Fakat Çokça ağladığım bazı anılarım var -bir kaldırımda ya da bir bankta belki terk edebilirim onları- Fakat gülmek tatlı kalsın diye unutmuyorum Terk edince denize uğrayabilirim Orada sana rastlayabilirim Bu beni son görüşün olabilir Seni sevebilirim Fakat ihtimaller üzerine konuşunca yoruluyorum Denize nazır bankları seviyorum Keşke ben de olabilseydim Uçabilen kuşlara imreniyorum Keşke uçabilseydim Fakat uçamayanları anlıyorum Ben kuşların yüz karasıyım, kanatlarımı saklıyorum Ben seni bu banka bırakıyorum Sen dinleyedur dünyayı Eğer martıları seversen Senin için denizi çalabilirim Balıkları seversen bulutları dağıtabilirim Fakat beni seversen, bil ki gidiyorum

Beni Bırakma Grandala

Beni Bırakma Grandala Bu dünya bana ağır geliyor Grandala Yükümü kaldırıyor bedenim Ama kendini kaldıramıyor, hasta yatağında Sakın beni yoklama Grandala Tek başımayım biliyorsun Seni incitebilirim Bulutlar kaplıyor yukarıyı 'Ya kapatmayın göğü Ya beni de alın, gidecek yerim yok' Dinlemiyorlar Grandala, kimsesizim Bunları okusa kızacak kimseler tanıyorum Ama bunları okuyamıyorsam, Kimsesizim Grandala. İçimde bir boşluk büyütüyorum herkesten habersiz Ben anneyim, ben babayım Ben abi, abla ve kardeşim İçimdeki boşluğun her şeyiyim Grandala İçimdeki boşluk her şeyim Sokulmak geçiyor içimden o boşluğa Yaklaşamıyorum, kaçamıyorum Mıhlandım ayaklarımdan kara göğün altına Sevebilir misin beni Grandala Seversen çözer misin Anılarımın zindanına bağlayan zincirlerimi Ben çok yoruldum yaşama katlanmaktan Ödülüm nefes almak mı Al nefesimi Tanrım Sahi Grandala senin Tanrın var mı Benimkiyle aynı mı Öyle olsun ya da olmasın Beni bırakma Grandala, kimsesizim Yalın ayak dolanıyor beynimin için...

Beni Anlayabilir Misin Grandala

Beni Anlayabilir Misin Grandala Beni anlayabilir misin Grandala Kuyulara düşmedim ben hiç Gökyüzünü bulutlardan sağmadım Akşamüstü çalamadım o hasret türküsünü Ağıtlar yakamadım kendime kuzgunların sesinden Bini bir para dertlerimi toplayıp atamadım uçurumlardan Beni anlayabilir misin Grandala Asma köprülerini geçtim sıradağların Bağırdım avazım çıktığı kadar Saat geceyi, gece ayazı bulduğunda Yırttığım takvimler göğsümü vurdu Yıldızlara tökezleyip soluklandım Süpürdüm gökyüzünü satırlarımla Kaç çıvgın saydım aklımın içinde Ne çıvgınlar büyüttüm, biri sen etmedi Gün soydum, yıldız yaktım Tuttum mehtabın iki kolundan Büktüm, bir kuşun kanadına taktım Ne yollar yürüdüm gözlerim kapalı Kendime varınca sana kör kaldım Acze düştüm, sevmek yorulurmuş Grandala Beni anlayabilir misin?

Mühmel Yalnızlık

Mühmel Yalnızlık Kendimi bir martının sesinde ölürken buldum Denize nazır boş bir bakışa denk geliyordum Bir iki daha üçe, üç dört daha yediye Ben sana, sen bana Ben sen daha hiçe tekabül ediyorduk Bir elin parmağını geçmez yalnızlığım Boylu boyunca uzanmış göğsüme Alıyorum nefes, veriyorum nefes Kalan bir ben varım nefesten geriye Kalanı, kimse düşünmez Nefesin bile.

Geleceğim Bekle Beni

Geleceğim Bekle Beni Ne zaman bilmiyorum Ama bu şehir üstüme yıkılmadan Geleceğim, bekle beni. Ah benim gönlü mavisine kırılmış, Aklı bir kırmızı göğe takılmış yarim. Kurtarıp kendimi bu betonların, Işıkların arasından; Yüreğim hasret kesilirken, Zülfün dökülürcesine duran dağlarına Geleceğim, bekle beni. Bir akşamüstü kaçıp bu kafesten, Çıngıraklı sayfaların arasından sökülüp, Alnım ak, aklım yırtık düşeceğim yoluna. Geçeceğim kıyılarını, tumturaklı sahillerini. Sormaya nefesin yetmeden, Ansızın geleceğim, bekle beni. Dokuzu onaltı geçmeyecek bir daha saatler. Akrep ölüdür şimdi, yelkovan avare Sayıp sayıp başa döndürür zamanı, Öyle ki bir yaz gününe. Kanla bağlanmıştı o vakit, İçimdeki başakların kemendi Tüm tutsaklıklarımdan kurtulup Geleceğim, bekle beni. Kaçarken bu dünyadan sende bulacağım Yine kaybettiğim kendimi. Anılarımı çıkarıp dibinden yıkacanağım Arınacak belki kararacağım. Ama bu şehir yıkılmadan üstüme, Geleceğim, bekle beni.

Yarın Sevme Beni

Yarın Sevme Beni Yarın sevme beni bugün ölebilirim Çık karanlığından ve kurtar beni aydınlığına Yaklaşmaktayım bi tren garına, valizimde gökyüzü Tuttum getirdim sana aldığım her nefesi. Kaldırımda uyuyan bi kediyi, Sabaha karşı çiğlenmiş otları, İlk ışıklarını güneşin... Avucumda duyduklarımı dökmeden Gözümün gördüğü her anı doldurdum cebime Söyleyebildiklerimden fazlasını belki. Çevirme beni kapından, Soluğumla ölçme yaşadığımı, Umuda bırakma atışını damarlarımın. Dünün yarınına çıktım bugün, evet Ama sen, yarın sevme beni bugün ölebilirim

Yalnızlığım Der Ki

Yalnızlığım Der Ki Doğarsın bir sabah Gündüz terk eder Uyanırsın, gece dolar sokaklara Karanlık terk eder Oturursun balkona Martın bilmem kaçında Öyle değil mi zaten Önce günleri unutursun Ardından aylar geçer Bir de bakmışsın yıllar eder Terk edilmişliğin Hatırlıyorum her akşam Anam ovardı ellerini küçük bir kremle Soğuk sulardan çatlamış Anımsıyorum Kalmıştım bir dağ başında sırılsıklam Yüreğimin ta ortasında Sanki durmuş zaman Bir vakit anladım Geceyi yıldız, güneşi gündüz terk eder An olur solar çiçekler baharı terk eder Büyür içimde bir dağ  Bir yanında geceyi, güneşi ve baharı Bir yanında yıldızı, gündüzü Ve açmamış bir çiçeği besler Ölünceye yahut Sevinceye dek

Evrenler Arası Aşk

Evrenler Arası Aşk Gel seninle konuşalım biraz Akşama doğru örtelim kızıllığını ufkun Andromeda'ya bir selam yollayalım Ya da bağıralım bir yıldıza doğru Kara delik doğurmadan evvel Ne belli adımız kaybolur belki Biz daha silinmeden zihinlerden Yaşamak değil niyetim Beni yanlış anlama Sonsuzluk bana göre değil Ama öleceksek ya da uçacaksak Keşefedecek ya da yozlaşacaksak Tanıyacaksak bir şehrin kaldırımlarını Ya da gezegenlerini bir galaksinin Seninle gelemem Ama seni bekliyor olurum orada Biraz daha zorlasam Sözlerim sığacak tan yerinin ağırmayan yerlerine Biraz daha kaybedersem Ağrımayacak biliyorum Sen beni bir ağacın gölgesinde bırak iyisi mi Yolum uzun, hem yorgunum yoldan Yüküm ağır, vaktin kararttıklarını sırtlandım Sakın beni kaldırımın başına diktiğin güneşten Biliyorum yıldızlar uzak Sen de biliyorsun -Ne keyif seninle aynı anda bilmek aynı şeyi- Ama görmek istiyorum Yoksa kurtulamam bu şehrin eşkiya kesilmiş anılarından Yoksa nasıl beklerim seni Sanıyorum ki bir ruh Gezi...

Yağmur Yağıyor Yağmur

  Yağmur Yağıyor Yağmur Yağmur yağıyor, yağmur Çisil çisil bir yağmur Ve ben yaprakları dökülmüş bir ağacın altında Seni bekliyorum Varsın düşsün yakamdan şu serkeş umut Seni sevdiysem bir defa ne çıkar? Islansın tüm kağıtlarım Kalmasın yazacak tek sayfam ne çıkar? Lâl olsam, elim kalem tutmasa Akmasa kalemim bir daha kağıtlara Sustursanız beni, tüm benliğimi Bu bulutlar susar mı sanıyorsunuz, Ben susarken bu kadar yalnızlığa?

Sen Gülmelisin

Sen Gülmelisin   Dünya yeterince soğuk sen gülmelisin   Adım başı katil Adım başı asmış kendini bir adalet yolun ortasında Herkesin gözleri kapalı Adam başı bir cinayet daha demek bu   Sevmek, birilerini ödünç almaya bürünmüş Yalnız kalmamak için seviliyor insanlar Bunu yalnızca riyakarlar inkar ediyor SUSUN! Diğer yüzünüz konuşurken anlaşılmıyor   Ben pesimist miyim?   Ya güzel şeyleri göremez oldum Ya güzel şeyler olmuyor artık Ya da sen gülmüyorsun   Dünya yeterince tozlanmış Yağmur yağsa, sel alsa Belki bir tufan daha... Belli ki arınmaz kirinden Sen güneşe bakmadıkça   Herkes sussun, sen gülmelisin